Depremin olumsuz etkilerinin azaltılması ve sürdürülebilirliğin güçlendirilmesi adına gençler arasında ‘Sürdürülebilir Dayanışmanın’ oluşmasını hedefleyen “Youth Recovery Project” başlıklı projenin üçüncü seminerinde Sakarya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel konuk oldu. “Afet Yönetiminde Gençlik Ve Sivil Toplum Çalışmaları” başlıklı seminere gönüllük kavramıyla giriş yapıldı.
- Gönüllük denilince gönülden yapılan, kimsenin zorlaması olmadan bir işe omuz vermeyi anlayabiliriz. Gönüllük kavramı, bu topraklara ait bir kavram, dahası gönül bize mahsus bir kelimedir. Gönülden bir işin ucundan tutup çalışmakta herhangi bir menfaat beklemeden ve yapmak zorunda olmadığımız bir işi yapmamız manasına gelir. Maddi veya manevi hiçbir karşılık beklemeden yaptığımız iştir gönüllük.
Enerji ve zaman gereksiniminden dolayı gönüllük faaliyetlerini en iyi şekilde gençlerin yapabileceğine değinen Adıgüzel, bu konuyu ülkemizdeki gençlik ve sivil toplum çalışmaları üzerinden açıkladı. Ayrıca 1999 depreminden sonra ülkemizde sivil toplum anlayışının geliştiğine dikkat çekti.
- Gönüllük kavramına toplumdaki en uygun grup zaman, enerji gibi avantajları sayesinde gençlerdir. Ancak özellikle ülkemizdeki geniş tabloya bakınca yaşlı – emeklilerin dernek ve vakıflarda daha aktif olduklarını görüyoruz. Yalnızca üniversite gençliğimiz dahi pek çok ülkenin genç nüfusundan daha büyük bir sayıya sahip olduğumuz gençliğimizin nerede, ne yapıyor olduklarını ve vakitlerini nasıl harcadıklarının sormamız lazım. Yani gençliğin harekete geçmesi gerekir ve bunun için de motivasyona ihtiyaç vardır. Bu motivasyon da ne olabilir sorusuna, afet cevabını verebiliriz. Örneğin bu sene yaşanılan depremlere müdahale eden sivil toplum kuruluşlarının pek çoğunun kökleri 1999 depreminden sonrasına dayanıyor.
Seminerde dikkatle üzerinde durulan diğer bir nokta da bireysel çalışmalardan ziyade kolektif çalışmaların daha fazla etki edebileceği konusuydu. Bireysel uzmanlıklarımız ve yeterliliklerimiz olsa da sivil toplum gibi kitle gücü olan kuruluşlarının sesimizi duyurmamızın kolaylaşacağını ve daha mümkün olduğunu özellikle belirten Adıgüzel, sivil toplum kuruluşlarının diğer kuruluşlardan farklarının neler olduğunu da detaylıca açıkladı.
Sözlerine son verirken; gönüllük ve sivil toplum kuruluşları için uzmanlık, bilgi ve becerilerin önemine vurgu yapan Adıgüzel bu noktada da bilinç ve eğitimin değer kazandığına dikkat çekti. Katılımcılarımızın soruları ve eklemeleriyle Youth Recovery Project kapsamındaki son seminerimiz noktalanmış oldu.