Hermann Hesse – Siddhartha (07.11.2023)

Dünya edebiyatının en güçlü kalemleri arasında değerlendirilen Alman asıllı yazar Hermann Hesse, Siddhartha kitabı ile milyonları etkilemeye devam ediyor. Okurları ile ilk kez 1922 yılında buluşan yapıt, Budizm’i Batı dünyası ile tanıştıran öncül eserler arasında yer alıyor. Hesse’nin en güçlü eseri olarak görülen Siddhartha, aynı zamanda yazarın Nobel Ödülü’nü kazanmasında da büyük bir rol oynuyor.

Yazarın 1910-14 yıllarında yaptığı Hindistan gezilerinin bir ürünü olan Siddhartha romanı, bölgedeki farklı dini inançları bir arada sunması bakımından eşsiz bir kaynak niteliği taşıyor. Ağırlıklı olarak Budizm ve Nirvana inancı üzerinde duran roman, olay örgüsü ve fikri zemini bakımından özünde dünyadaki yaygın inanç sistemlerini aynı potada buluşturuyor. Bu eseri okurken bir yandan başkahraman Siddhartha’nın sürükleyici yaşamına tanıklık edecek, diğer yandan ise din ve inançlara dair birleştirici fikirler edineceksiniz. 

Gerçeğe Ulaşma Yolunda Bitmeyen Bir Arayış

Hermann Hesse, Siddhartha karakterinin çıktığı yolculuklar üzerinden, Doğu inancına dair en merak edilen kavramlardan olan Nirvana’nın tanımını yapıyor. Tıpkı Buddha gibi gençlik çağlarında hayatın anlamını merak eden Siddhartha, yaşadığı bölgede hakim olan inancın bazı boşluklarını keşfediyor. Ve köy halkı onun babası gibi dini bütün bir Brahman olmasını beklerken, o aradığı hakikati bulabilmek için yaşadığı yerden ayrılmaya karar veriyor. Bu ayrılığın vesilesi ise köyü ziyaret eden Samanas adlı küçük bir dini cemiyet oluyor. Ancak Siddhartha’nın birlikte yola çıktığı Samanas grubu da bir süre sonra onun dini arayışını tatmin etmemeye başlıyor.

Bunun üzerine Siddhartha, bir süredir adını duyduğu Buddha’yı aramak için yeniden yola koyuluyor. Onu bulduğunda ise müritleri arasına katılarak Budizm inancının incelikleri öğreniyor. Fakat bir süre sonra bu durumdan da memnun kalmayarak arayışını sürdürüyor. Siddhartha, yolculuğu sırasında birden, bunca zaman takip ettiği yolun tersine yönelerek dünyevi yaşama adım atıyor. Uzun yıllar dünya zevklerine bağlı bir yaşam sürdükten sonra düşünceleri onu bir nehre yöneltiyor. Ve arayışına dair tüm ümitlerini kaybettiği anda, hakikatin izlerine burada rastlıyor. 

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir